Riskli Bebeklerde Gelişimsel Erken Fizyoterapi ve Rehabilitasyon: Hacettepe Uygulamaları
Dünyada ve ülkemizde başta Serebral Palsi (SP) olmak üzere, diğer çocukluk engel gruplarına yönelik fizyoterapi yaklaşımları fizyoterapistlik mesleğinin başlangıcı ile örtüşmektedir.
Ülkemizde bu konudaki ilk çalışmalar Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu yapılanması ile birlikte 1965 yılında başlamış olup, halen Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fakültesi çatısı altında çocukluk çağına ait farklı engel gruplarına özelleşen çalışmalar ile sürdürülmektedir.
Riskli bebek kavramı; gebelik öncesi, gebelik döneminde, doğum sırasında ya da yenidoğan döneminde bebeğin genel sağlık durumunu etkileyen pek çok faktör nedeniyle ilerleyen yaşamlarında farklı problemleri beraberinde getirmektedir. Özellikle artan tıbbi bakım olanakları bu bebeklerin yaşama şansını artırmakla birlikte ortaya çıkabilecek gelişimsel sorunların en erken dönemden itibaren izlemini zorunlu kılmaktadır. Bu anlamda erken ve düşük doğum ağırlığı ile doğan bebekler ciddi SP riski taşımaktadır.
Riskli bebeklerin neonatal yoğun bakım sürecinden başlayarak takibi ve sonrasındaki gelişimlerinin izlemine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu açıdan bakıldığında gelişimsel, erken fizyoterapi ve rehabilitasyon kavramının önemi ortaya çıkmaktadır.
Fizyoterapi açısından gelişimsel süreçte bu bebeklerin değerlendirilmesi, sonrasında izlenmesi ve gerekli fizyoterapi programı ile desteklenmesi önem taşımaktadır.
Bu kitap riskli bebekler ile ilgili fizyoterapistlere özel bilgilendirme ve değerlendirme süreçlerini içeren bilgileri ve içeriği ile alanda çalışan meslektaşlarımıza, gerek lisans ve gerekse lisansüstü düzeyde katkı sağlayacaktır.
Bu alanda emeği geçen, riskli bebek kavramı, onların gelişimini olumsuz etkileyen sorunlar, değerlendirme sürecinde yer alan tüm değerlendirme yaklaşımları ve Prechtl General Movements (GMs) Değerlendirmesi gibi özel yöntemler konusundaki çalışmaları ile konuya özel çalışan meslektaşlarımıza yön veren yakın çalışma arkadaşlarıma, başta Prof. Dr. Akmer Mutlu olmak üzere multidisipliner bir anlayış ve ciddi emekle ortaya koydukları bu değerli çalışma için en içten teşekkürlerimle…